Giyilebilir teknolojinin sınırı neresi?

Giyilebilir teknolojinin sınırı neresi?

Elektronik ve yazılım teknolojilerinin gelişimi ile yeni standartlar, terimler ve ekonomik sektörler oluşuyor. Oluşan bu sektörler ise geri bildirim- geri besleme ile elektronik ve yazılım teknolojisini yeniden ivmelendiriyor.

Bilim dallarındaki gelişim de, elektronik ve yazılım teknolojisiyle birleştiğinde yeni keşiflerin kapısını açıyor. Bilindiği üzere, bilim için önemli şey veridir. Veri sağlamak bakımından elektronik teknolojisinin bilime katkısı saniyede milyarlarca veri oluyor ve bu verileri işleyebilen, değerlendiren ve bilimsel sonuçlar üreten simülasyon ve gerçek uygulamalarla yeni keşiflere daha çabuk ulaşıyoruz.

Transistörün icadı ile başlayan çip teknolojisi mantıksal kapılardan, opamp’lardan sonra sırasıyla mikroişlemciler ve mikrodenetleyicilere kadar geldi. Mikro denetleyici teknolojisi ise pek çok endüstriyel uygulama daha kolay yapılır hale geldi. Mikrodenetleyicilerin gelişimi de durmadı, ve artık içerisinde küçük de olsa işletim sistemi(SoC benzeri) olan mikrodenetleyiciler şu anda üretilmekte.

Pek çok çevre birimi(ADC,DAC, Sensörler, iletişim protokolleri…)bünyesinde barındıran mikrodenetleyiciler üretim teknolojisi 3-4 nanometre boyutlarına kadar indi.

Yazımızın konusu ile ilgili olarak söyleyecek olursak, yeni mikrodenetleyiciler ile tasarlanmış mikro denetleyici kartları artık insanların giyimlerine iğne iplikle dikilir hale geldi. İnsan vücudundan elde edilen çok değişik veriler ile anlık olarak ileri seviye sağlık analizleri yapılabilir. Nabız ölçümü, kalp atış hızı, yakılan kalori gibi pek çok sağlık verisi anlık olarak işlenip sonuçlar üretilebilir.

Giyilebilir elektronik kartlar ile edilen verilerin iletimi artık standartlaşmış veri iletim protokolleri olan bluetooth, wi-fi vb. veya klasik RF iletim devreleri ile yapılabiliyor. Giyilebilir mikro denetleyicili kartların veriyi işleyip sonuç üretmesi de mümkün. Daha geniş çaplı analiz için demin bahsedilen iletişim protokolleri yardımıyla bir merkezi-bulut server programlarına aktarılması da mümkün. Verilerin bir bulut sunucuya aktarılması, geçmişe dönük verilerin saklanması açısından avantaj oluştur ve çok daha sağlıklı analiz yapılmasını sağlar.

Giyilebilir teknolojiyi sadece nabız, kan basıncı gibi veriler açısından düşünmemek gerek. Yürüyüşü, eklem hareketlerini bir filmi kaydeder gibi kaydeden ve analiz eden teknoloji olarak da düşünebiliriz. Giyilebilir teknoloji ile elde edilen verileri çevresel veriler ile beraber analiz eden bir teknoloji olarak düşünmek de mümkündür.

Bu noktada, organik elektronik konusuna mutlaka değinmeliyiz. Organik elektronik alanındaki ilk gerçek uygulamalar organik ledler ile kendini gösterdi. Tabii ki organik elektronik sahasının tek işi organik ledler değildir. Organik çiplerin gelişimi ile, giyilebilir teknolojilerin gelişimi de farklı şekilde etkilenecek. Yapışkan bir bant gibi geliştirilebilen bir organik elektronik devre giyilebilir elektronik teknolojisine çok önemli katkılarda bulunacak.

Bilindik, “katı maddeli” çipler elbette kullanılmaya devam edecek. Ancak, konumuz giyilebilir teknolojiler olduğu için organik elektronik sahasındaki gelişim bizi ilgilendiriyor. Bu teknoloji öyle ileri seviyelere gidebilir ki insana ve ya herhangi bir hayvana ait organlar bile kolaylıkla üretilebilir hale gelebilir.

Giyilebilir teknolojilerle ilgili bir başka boyut ise şu. Stanford üniversitesi de dahil bazı üniversitelerde çalışmaları devam eden, insan vücudunun iç sisteminde gezebilen mini-robot çalışmaları. Yazının başında bahsettiğimiz mikro denetleyici sistemlerinin çok küçük- mikro-nano boyutlu mikro denetleyicili şeklinde tasarımı ve üretilmesi ile özellikle sağlık-medikal sahada büyük bir değişim olması mümkün gözüküyor. Aslında bu giyilebilir teknolojilerle ilgili değilmiş gibi gözüküyor fakat bir veya birden çok yakın teknolojinin birlikte kullanılması elbette ki mümkün.