Enerji Alanında Bilimsel Gelişmeler

Enerji Alanında Bilimsel Gelişmeler

Kış dönemindeyiz. Özellikle bu soğuk dönemlerde enerji konuları aklımıza daha çok gelir. Evlerdeki ve kurumlardaki katı yakıtlı sistemlerden başka tür kaynaklı enerji ısıtma sistemlerine geçtik. Doğalgaz ve elektrikli ısıtma sistemleri de modern hayatlarımızın vazgeçilmez öğeleri haline geldi.


Elektronik cihazların çoğalmasıyla enerji problemi de ısınma ihtiyacını karşılamak konusunun ötesine geçti. Yani teknolojinin ilerlemesi çok daha fazla enerji ihtiyacını doğurdu ve bu ihtiyaç gün geçtikçe artmakta. 


Buharlı sistemli ve baraj sistemlerinin yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarının ortaya çıkması ve yaygınlaşması da artan enerji ihtiyacından doğdu. Bilim insanlarının yeni enerji kaynakları bulma konusundaki çalışmaları da bu yüzden son sürat hızla devam etmekte.


Yeni sayılabilir enerji kaynaklarına verilebilecek örnekler nelerdir? Rüzgâr tribünleri, polikristal ve monokristal güneş panelleri, deniz kenarı dalga santralleri… Bu tür enerji kaynakları bir ülkedeki ve belirli bölgelerdeki doğa kaynakların potansiyellerine bakılarak kurulan enerji tesisleri. Ve bu kaynaklar fabrikasyon alanlarda ve insanların toplu olarak yaşadıkları yerlerde kurulan güçlü sayılabilecek enerji kaynaklarıdır.


Spesifik bir örnek olarak Çinli bilim insanlarının yapay güneş çalışmaları da çok yeni sayılabilecek ve umut veren bir gelişme.


Elektrik enerjisiyle çalışan fabrikasyon ortamların artması, insan nüfusunun çoğalması ve bu yüzden her geçen gün artan enerji ihtiyacı karşımıza bir problem olarak çıkmakta.


Buraya kadar anlattığımız şeyler, enerji kaynaklarına ilişkin olan şeylerdi.
Enerji konusunun ikinci boyutu ise enerjinin doğru kullanımı konusudur. Enerjinin doğru kullanımı, esasında elektrik enerjisini tasarruflu kullanan elektrikli ve elektronik cihazlarla ilgilidir. Örneğin, bir akıllı telefon normal ledli bir ekrana sahip ve 1 watt saat enerji tüketiyorsa, OLED ekranlı aynı telefon 0.3 wattsaat enerji tüketir. Bilim insanlarının geliştirdiği ve hala da geliştirilmekte olan OLED, AMOLED teknolojileri sayesinde önemli ölçüde tasarruf sağlanmakta. 


Kullandığımız elektronik cihazlar ve aletlerin sayısı arttıkça ortaya yine yeni enerji kaynakları problemi çıkıyor. İşte bu noktada, yazımızın başında bahsettiğimiz enerji kaynaklarından tamamen farklı, kişisel enerji kaynakları kavramı ortaya çıkıyor. En son, elastik ve fotoğraf filmi inceliğinde güneş hücrelerinin kullanıma sunulmaya başlandı. Fakat bu teknoloji de şimdilik biraz pahalı olabilir. 


Başka ne tür enerji kaynakları olabilir? Bu soruya, yakın bir zamanda farklı bir cevap geldi. Bir bilim insanı, ledlerden enerji sağlanabileceğine ilişkin bir çalışma yayınladı. Günlük hayatımızda, iş hayatımızda artık her yerde gördüğümüz ledli cihazlar; led ampuller, led paneller, ledli televizyonlar, gösterge amaçlı kullanılan led sistemleri… Yani ledler her yerde. 


Bu ledler, sadece renkli ışıklar yaymazlar. Belli frekans aralıklarını RF dalgaları da yayarlar. İşte, yapılan bilimsel araştırma, bu RF dalgalarının enerjilerini toplamanın mümkün olabileceğini gösteriyor. Ledlerin yaydığı RF dalgalarının bir bobini indükleyip akım oluşturabileceğini öngörüyor.  

 
Küçük ve büyük çaplı enerji kaynakları bizlere her zaman lazım olacak. Kişisel enerji kaynakları konusu da bu yüzden önemli.